Yirmi birinci yüzyılda bilim ve teknoloji alanındaki ilerlemeler, önlenebilir hastalık ve ölümlerin azalması ve yaşam standartlarının yükselmesi, doğumdan beklenen yaşam süresinin uzamasına, yaşlı nüfusun ise giderek artmasına neden olmuştur (ÖZER M). Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Nüfus Sayımı Bürosu’nun 2012 yılı verilerine göre, 7 milyarı aşan dünya nüfusunun yaklaşık 550 milyonu yaşlı bireylerden oluşmaktadır. Aynı kurum 2050’de yaşlı sayısının yaklaşık 3 kat artarak 1.8 milyara ulaşacağını ve dünya nüfusunun % 15’inin yaşlılardan oluşacağını bildirmiştir (United States Census Bureau.). Ülkemizde ise 2013 yılında yaşlı nüfusu %7.7 iken, nüfus projeksiyonlarına göre 2023 yılında %10.2, 2050 yılında %20.8 ve 2075 yılında % 27.7’ye yükseleceği tahmin edilmektedir (TUİK 2013).
Toplum yaşlandıkça sayısal ve oransal olarak artan yaşlı nüfus, sağlık ve sosyal sorunları nedeniyle toplumun özellikli bir grubunu oluşturmaktadır (Uçku R, Şimşek H). Yaşlı sayısının artması, sağlıktan sosyal güvenliğe, çevreyle ilgili konulardan eğitime, iş olanaklarından sosyo-kültürel faaliyetlere ve aile hayatına toplumun tüm yönlerini etkilemektedir (Ayhan EH).
Yaşlılar, değişen koşullara adaptasyon güçlüğü, bağışıklığın azalması ve stres nedeniyle daha sık hastalanmakta, daha fazla kronik hastalıkla karşılaşmakta, çoğu kez birden fazla sağlık problemiyle baş etmeye çalışmaktadır (Karadakovan A 2010, Bayık A. Özgür G). Yaşlılarda en sık karşılaşılan sağlık sorunları; inkontinans, uyku bozuklukları, düşmeler, malnütrisyon ve ağrıdır (Kutsal YG). Yaşlılık döneminde sık görülen sağlık sorunları). Bu sağlık sorunları arasında yer alan ağrı, yaşlı bireyler tarafından en çok dile getirilen sorun olarak bildirilmiştir (Miro J, Sawyer P.). Smalbrugge et al. (kaynak no) kurum bakımı alan yaşlı bireylerle yapmış oldukları çalışmada, ağrı sıklığı % 68 olarak bildirilmiştir (Smalbrugge). Yapılan başka bir çalışmada ise 70 yaş ve üzeri hastalarda aktiviteleri kısıtlayan çeşitli bölgelerdeki ağrı sıklığının %19-40 arasında değiştiği belirtilmiştir (Woo J). Yıldız ve ark. (kaynak no) huzurevinde yaptıkları çalışmada, yaşlıların %57.9’unun ağrı yaşadığı, ağrısı olan yaşlıların %25.5’inin ise şiddetli düzeyde ağrıya sahip olduğu vurgulanmıştır (Yıldız ve ark). Yaşlı bireylerin, ağrı şiddetinin incelendiği başka bir çalışmada ise, yaşlıların %7.1’inin hafif, %52.4’ünün rahatsız edici, %35.7’sinin şiddetli düzeyde ağrı yaşadıkları gösterilmiştir (Tavşanlı NG). Tanrıverdi ve ark.’nın (kaynak no) çalışmada ise, yaşlıların % 49.4’ünün ağrıyı her gün deneyimledikleri saptanmıştır (Tanrıverdi ve ark).
Ağrı yaşlı bireyler arasında önemli, ancak ihmal edilen bir problemdir. Çoğu yaşlı birey, ağrıyı yaşlanmanın bir parçası olarak görmekte ve genel popülasyona göre daha fazla ağrı yaşamalarına rağmen, çoğu kez yetersiz tedavi almaktadır (Briggs E, Akkoç Y. Evans C). Bunun nedeni, ağrının tedavi edilmemesi, ağrı ile ilişkili faktörlerin sorgulanmaması, bilişsel kayıplar ve sağlık personelinin ağrıyı yetersiz olarak değerlendirmesi gibi sorunlardan kaynaklanmaktadır (Chapman S, Cowan DT). Ağrının değerlendirilmesi ve tedavi edilmesinde önemli faktörlerden biri de bireyin ağrı inançlarıdır. Ağrı inançları; baş etme becerileri, olumsuz duygu-düşünce yapılanmaları ya da ağrıya uyum gibi diğer bilişsel ve davranışsal yapıları etkileyen önemli bir kavramdır (Sertel Berk HÖ). Rainville et al.’ın (kaynak no) kronik bel ağrısı olan hastalarda bedensel hasar ve ağrı inançlarını konu alan çalışmasında, tedaviyi bırakan hastaların olumsuz ağrı inançlarının daha güçlü olduğu ve bu inançların tedavi sırasında azalacağı öngörülmüştür (Rainville et all). Bireyin ağrı inançlarının tedavi planını etkilemesi nedeniyle, ağrı inançlarının bilinmesinin, ağrının kontrol altına alınmasında ve verilen sağlık bakım hizmetlerinin belirlenmesinde önemli olduğu belirtilmiştir (Koçoğlu D.)
Yaşlılarda görülen ve kontrol altına alınamayan ağrı; hareket kısıtlılığı, sosyal izolasyon, anksiyete, depresyon, uyku bozukluğu, dikkat eksikliği, yürüme bozukluğu, düşme, kötü beslenme ve yaşam kalitesinde azalma gibi birçok soruna neden olmaktadır (Bonnewyn A, Blyth FM, Leveille SG, AGS Panel, Aslan FE ağrının epidemiyolojisi, Chapman S). Yaşlanma ile birlikte önemli derecede azalma potansiyeli taşıyan yaşam kalitesi, yaşlıların fazla sayıda kronik hastalığa sahip olmalarından, günlük yaşam aktivitelerini yerine getirmede zorlanmalarından, bilişsel fonksiyonlarının bozulmasından ve yaşanılan ağrıdan olumsuz olarak etkilenmektedir (Bumin G/ Günaydın R 2010 çalışma, Phelan EA, Focus Group Discussions, Telatar, T G., Özcebe, H. (2004)). Yapılan çalışmalarda sık yaşanan ağrı deneyimlerinin fiziksel, psikolojik ve sosyal olarak iyi olma halini olumsuz yönde etkileyerek yaşam kalitesini düşürdüğü gösterilmiştir (Chapman S, Teleter TG). ( Tavşanlı NG).
Yaşamın her döneminde bireyin sağlığının korunması ve geliştirilmesine odaklanan hemşirelik hizmetlerinin hedeflerinden biri de, yaşlı bireylerin yaşam kalitelerini yükseltmek ve aktif bir yaşam sürmelerine yardımcı olmaktır. (Lee, WT). Hemşirelerin yaşlı bireylerin ağrısını değerlendirirken, ağrıyı etkileyebilecek faktörleri göz önünde bulundurmaları ve bu doğrultuda bakımlarını planlamaları gerekmektedir. Aynı zamanda yaşlı bireylerin yaşadıkları ağrının yaşam kalitesi üzerine olan etkisinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Yaşlı bireylerde yaşam kalitesini etkileyen faktörlerin bilinmesi, sağlığı koruyucu ve geliştirici yönde davranışların geliştirilmesi, sosyal yaşantılarını devam ettirebilmeleri, mutlu ve kaliteli bir yaşam sürdürebilmeleri açısından büyük önem taşımaktadır (Appollonia I).
Ülkemizde yaşlı bireylere özgü ağrıyı ve ağrı inançlarını değerlendiren çalışma sayısı sınırlıdır (TAVŞANLI, YILDIZ) Bu çalışma sonucunda yaşlı bireylerin ağrı ve ağrı inançlarının objektif bir biçimde değerlendirilerek konuya dikkat çekilmesi, ağrının yaşam kalitesi üzerindeki etkisinin belirlenmesi ve uygulamaya yönelik çalışmaların yapılması için temel oluşturması ön görülmüştür.
Bu çalışma yaşlı bireylerin ağrı düzeyleri ve ağrı inançlarının yaşam kalitesine etkisini belirlemek amacıyla planlanmıştır.