Günümüzde her zamankinden daha az hareket edilip, düzensiz beslenilmektedir…

GİRİŞ
Günümüzde her zamankinden daha az hareket edilip, düzensiz beslenilmektedir. Bu durumun nedenlerinden birisi internetin yaygınlaşmasından sonra bilgisayar ve cep telefonunun hayatımıza daha etkin bir şekilde girmiş olması ile oturularak geçirilen sürenin uzamasıdır. Aile bireylerinden çocuklara, kentten kırsala kadar zincirleme bir tepkime ile sanki bir virüs gibi tüm dünyayı sarmış olan hareketsizlik ve dengesiz beslenme üzerine birçok çalışma yapılmıştır.
Uluslararası PURE (Prospective Urban and Rural Epidemiological Study) Projesi’nin ( İleriye dönük Kentsel ve Kırsal Epidemiyolojik Çalışma) 2012 takip sonuçlarına göre, Türkiye nüfusunun %54,4’ünün beden kitle indeksinin 30 ve üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Bu tespit, bizi her 2 kişiden 1’nin obez olduğu şeklinde ciddi bir sonuca götğrmektedir.
Obezite tek başına bir sağlık sorunu olmakla kalmayıp ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklar için davetiye çıkarmaktadır. Kronik kalp hastalıkları, hipertansiyon, tip 2 diyabet ve benzeri hastalıklar sözkonusu rahatsızlıklara örnek olarak verilebilir.
Obezite, genelde çocukluk ve gençlik dönemlerinde başlamakta erişkin hayata adım atıldığında ise eski alışkanlıklarla devam etmektedir. Çocuk, genç ve erişkinlerin, hareket ile ruhsal ve fiziksel sağlıklarını elde etmesi, günümüz ve geleceğimiz için önemlidir. Bu araştırmada İstanbul’un Bahçelievler İlçesi’nde öğrenim gören 14-16 yaş grubu obez kız öğrencilerde, 8 haftalık step aerobik çalışmalarının etkisinin incelenmesi ile geleceğimizin yaşam kalitesinin arttırılması için gerekli verilerin elde edilmesi hedeflenmiştir.

BİRİNCİ BÖLÜM
OBEZİTE
OBEZİTENİN TANIMI
Latinceden dilimize geçen obezite “obezus” sözcüğünden türetilmiştir. Şişman kelimesine karşılık gelen “obezus” sözlük anlamı iyi beslenmiştir. İngilizce’de ise,“obesity” şişmanlık, “obeze” çok şişman, “overweight” fazla ağırlık, tartıda fazla gelen miktar, şişmanlık anlamındadır . Obezite, yiyeceklerle alınan enerjinin tüketilen enerjiden daha fazla olduğu durumlarda yağ dokusunun artmasıyla ortaya çıkan sosyal, psikolojik ve ciddi tıbbi sorunlar yaratabilen önemli bir sağlık problemidir.
Obezite az hareket ve yanlış beslenme alışkanlıkları sonucu ortaya çıkan bir hastalık olmasının yanında birçok rahatsızlığa zemin hazırlaması ile dikkat çekicidir. Bireyin sosyal hayatı ve iş verimliliğini düşüren sorunlara sebep olarak kendine, aileye, ülkeye ve dünyaya maddi/manevi zarar vermektedir.

Obezitenin tespitinde farklı yöntem ve hesaplamalar yapılmaktadır. Deri kıvrım kalınlığı, bel çevre ölçümü bu yöntemlere örnek olarak verilebilir.
Obeziteyi tanımlama yöntemlerinden biri olan vücut kitle indeksinin (VKİ) veya beden kitle indeksi (BKİ), BMI olarak da (Body Mass Index) tanımlanmaktadır. Vücut ağırlığının kilogram cinsinden karşılığının, boy uzunluğunun metre cincinden karşılığının karesine oranı (VKİ, BKİ= kg / m2 ) beden kitle indeksini vermektedir.

 

Tablo-1 BKİ, DSÖ Sınıflandırması

Yağ oranı erkeklerde %12-18, kadınlarda ise %20-30 arasında olması ideal olarak kabul görmüştür. Obezitede yağ oran değerleri ise erkeklerde %22-25, kadınlarda %32-35 aralığıdır.
VÜCUT KÜTLE İNDEKSİ (VKİ)= Kg / m2
VKİ, vücuttaki yağı tahmini olarak belirlemektedir. Bu formül yağ oranını tam ve doğru şekilde ölçememektedir. Fakat diğer ölçümlerde elde edilen veriler ile %90 benzer sonuçlar vermesi bu formülün genellikle kullanılmasına neden olmuştur. Formülün eksik yanı ise farklı vücut tiplerinde yanılmalara sebep olmasıdır.
Obezite Ve Adölesanlar
Adölesanlarda obezite, enerji gereksiniminden ve harcanmasından daha fazla besin alınması sonucunda oluşmaktadır. Ayrıca genetik faktörlerin de etkisinin olduğu bilinmektedir. Genellikle obezite, adölesan döneminden önce hatta anne sütü ile beslenilen çocukluk döneminde başlamaktadır. Fiziksel olarak inaktif olan obez adölesanların fiziksel aktivite düzeyindeki azalma toplam enerji tüketiminde de azalmaya neden olmakta ve bu durum obezite oluşumunda etkili olmaktadır.

Obez adölesanların boyları yaşıtlarına göre daha uzundur ve ruhsal bakımdan kendilerini değersiz hissederler. Bunun sonucunda sosyal hayattan izole olurlar, yaşıtları arasında kendilerini farklı hissederler ve özgüvenleri azalır. Tüm bunların sonucunda da iştahları artar, sık ve bol yemek yemeye başlarlar. Diyet girişimleri de çoğu kez başarısızdır. Bu durumun tedavisinin oldukça güç olması nedeniyle obez bireylerde erken yaşlarda diyet ve egzersiz sorumluluğu bilinci kazandırılmalıdır. Çünkü obez gençlerin %80’ i erişkinlikte de obez olmaktadır.
Öte yandan obez adölesanlar, geleceğin anne ve babaları olacaklarından kendi alışkanlıklarını yeni adölesanlara taşımaları olasılığı yüksektir, böylece obezite gelecek nesillere de taşınabilmektedir.

Obezite Ve Sağlık Sorunları
Obezitenin yaygınlaşması ve obez olan bireylerin genellikle uzun süre sözkonusu durumlarını devam ettirmeleri, obeziteye bağlı sağlık sorunlarının oluşma riskini artırmaktadır. Tüm vücudu etkileyerek birçok hastalığa yol açması sebebiyle obezite, çağımızın en ciddi sağlık sorunlarından biri olarak kabul edilmektedir.

Hızlı büyüme, psikososyal sorunlar, yetişkinliğe geçişte direnç, hipertansiyon, dislipidemi (kandaki yağ miktarı), orta sıklıkla hepatik steatoz (kara ciğer yağlanması), anormal glukoz metabolizması adölesan döneminde obezitenin sağlık üzerinde sık görülen komplikasyonları iken; nadir görülen komplikasyonlar ise ortopedik komplikasyonlar, uyku apnesi, polikistikover sendromu (adet düzensizliği, gebe kalamama), pseudotümör serebri (kafa içi basınç artışı), kolelitiazis (safra kesesi taşı) dir.
Kardiyovasküler Hastalıklarında Obezite
Obezite ve kalp hastalığı günlük hayatta sık olarak görülen özgün rahatsızlıklardır. Obezite, başta hipertansiyon olmak üzere birçok hastalığa öncülük ederek sebep olmaktadır.
Obezite ile ilişkili kardiyovasküler bozukluklara sol ventrikülün sistolik ve diastolik fonksiyonlarında bozulma, restriktif kardiyomiyopati, venöz yetmezlik, venöz tromboembolizm, endotel disfonksiyonu, sistemik hipertansiyon, inme, kalp yetmezliği, aritmi örnekleri verilebilir.
Hormonal Komplikasyonlarda Obezite
Şeker hastalığı ve hipertiroidi bu grup komplikasyonların başında gelir.

Kalp-Damar Rahatsızlıklarında Obezite
Kardiyovasküler sistem ile ilişkili hastalıklar;
Hipertansiyon,
Variköz venler
Derin ven trombozu
Koroner kalp hastalığı,
Serebrovasküler hastalık
Geçtiğimiz 10 yılda yetişkinlere oranla çocuklarda kalp-damar hastalıklarının görülmesi artmaktadır. Söz konusu bu artışın nedenleri aşağıdaki gibidir;
Aile durumu,
Obezite,
Kan basıncının yüksek olması,
Artan sigara kullanım alışkanlığı,
HDL ve LDL kolesterol düzeylerinin artış göstermesi.
İlgili araştırmalar, yukarıda ifade edilen komplikasyonların çocuklarda görülmesinin yetişkinliğe ulaştıklarında ya da daha erken yaşlarda çocuklardaki kardiyovasküler hastalıkların temelini oluşturduğnu göstermiştir.
Hipertansiyon Ve Obezite
Hipertansiyon, obeziteye eşlik eden en önemli hastalıklardan biri. Obezite ve özellikle trunkal (gövdesel) obezite durumu, insülin direnciyle ilişkiliyken insülin direnci hiperinsülinemiye yol açar. Hiperinsülinemi de hipertansiyonun sebebidir. Bu yüzden şişmanlarda hipertansiyon sık görülür. Hipertansiyon hastalarının yaklaşık yarısı obezdir ve obez hastalardaki hipertansiyon sıklığı normal bireylere göre 2 kat daha fazladır. Obez hastalarda VKİ arttıkça hipertansiyon gibi hastalıkların görülme riskinin arttığı tespit edilmiştir.
Solunum Sistemi Rahatsızlıklarında Obezite
İnfant ve çocukluk ve döneminde hızlı kilo alımı, solunum yolu enfeksiyonu riski taşımaktadır. Obezlerde nefes alıp-vermek zorlaşır ve solunum esnasında harcanan enerji artar. Alınan fazla kilolar nedeniyle oksijen tüketimi artarken karbondioksitin vücuttan atılması azalır. Karbondioksitin yetersiz atılımı obezlerde hipoventilasyon (Pickwickian) sendromuna neden olabilir. Birçok obez ventilasyon-perfüzyon dengesizliği nedeniyle kronik hipoksiktir.
Kanser Ve Obezite
Obez insanların kansere yakanalma riski obez olmayanlara göre daha fazladır. Obezite oluşumuna yol açan adipoz doku hormonları ve adipokinlerin sinyal yollarını doğrudan ya da dolaylı olarak etkilediği araştırmalarda tespit edilmiştir. Bu duruma ek olarak obezitenin erkeklerde böbrek, kolon, tiroid, karaciğer, özefagus, ve prostat kanseri; kadınlarda ise safra kesesi, endometrium, özefagus, postmenapozal meme, böbrek, over, pankreas ve tiroid kanseri gibi kanser türleri ile ile ilişkisini olduğu belirlenmiş bu yüzden, kilonun dengelenmesi ile kanserin görülme sıklığının azalacağı öne sürülmüştür.
Cilt Hastalıklarında Obezite
Obez olan kişilerde, normal bireylere göre daha fazla su kaybı olduğu kanıtlanmıştır. Su kaybı ise derinin onarılmasını etkilemektedir. Obez hastaların insülin, androjen, büyüme hormonu ve insülin benzeri büyüme faktörü seviyeleri çoğunlukla yüksek olduğu ve bu durumun sebase bezlerini aktive ederek akneyi arttırdığı tespit edilmiştir.
Psiko-Sosyal Bozukluklarda Obezite
Adölesan dönemi psiko-sosyal açıdan erken (10-13 yaş), orta (14-16 yaş) ve geç (17-19 yaş) olmak üzere üç gelişimsel döneme ayrılır.
Erken adölesan dönemi; aileye olan bağımlılığın bağımsızlık davranışı şeklinde değiştirilmesi çabalarının başlangıcıdır. Ergen, hızlı büyüme ile vücudunda olan değişimleri kafasına takar ve normal olup olmadığını sorgular. Orta adölesan döneminde duygular daha yoğundur. Cinsel gelişimin birçok aşaması tamamlanmıştır. Orta adölesan dönemi akran grup etkisinin ve düşkünlüğünün en yüksek düzeye ulaştığı dönemdir. Geç adölesan döneminde ergen kimlik duygusu edinme, yakın ilişkiler kurabilme, kendine iş ve eş seçebilme gibi becerileri kazanır ve toplum içinde erişkin rollerini üstlenecek sorumluluğa sahip olarak erişkinlik dönemine geçer. Büyüme ve gelişme tamamlanmıştır. Özelikle adölesan dönemde dış dünya ile olan ilişkisinde kendini dışlanmış hissedeceğinden içsel ve dışsal çatışmalar yaşayıp psikolojik sorunlara maruz kalacaktır.
Sindirim Sistemi Rahatsızlıklarında Obezite
Safra taşı ve taş komplikasyonları, sindirim sistemi problemlerindendir olup, obezitenin kolesterol safra taşlarında artışa sebep olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca bu komplikasyonlar obez bireylerde obez olmayanlara göre altı kat fazla görülür. Morbid obezite nedeni ile operasyon geçiren bireylerde hızlı kilo verimini takiben safra kesesinde taş oluşumu görülmektedir.
Karaciğer yağlanması da obez bireylerde görülen diğer bir sağlık problemleridir. Trigliserit değerleri yüksek olan şişman bireylerde fazla trigliseritin depolanması nedeniyle görülen hipertrigliseridemi de karaciğerde yağlanmaya neden olur.
Mekanik Rahatsızlıklarda Obezite
Obezite ortopedik sekellere neden olabilmektedir. Genu varum ve valgus deformiteleri, femur başı epifiz kayması ve tibia vara sık görülen sekellerdir. Haziran 2006 yılında yapılan bir yayında kilo fazlası olan çocuklarda kas iskelet sistemi rahatsızlıkları ve kemik fraktürlerinin normal kilolu olanlardan daha yüksek olduğu gösterilmiştir .
Obeziteye Karşı Önlem
Çocukluk çağı obezitesinden korunma ve bu dönem obezitenin tedavi temel hedefi sağlıksız beslenme ve egzersiz alışkanlıklarını sağlıklı davranış biçimleri ile değiştirmektir. Ayrıca amaç daima kilo verdirmek yerine normal büyümenin sürdürülmesinin sağlanması olmalıdır. Hareketsizliğe yatkınlık olarak açıklanabilecek sedanter, obeziteye yatkın çocuklarda, besleyici olmayan çevre metabolik kapasitesini zorlayarak kilo alımını, daha fazla hareketsizliği ve sedanter davranışları tetikler. Belirtilen nedenlerle belirginleşen obezite, azalmış insülin duyarlığına ve bunun sonucunda ilerleyen yıllarda tip 2 diyabet oluşumuna yol açar. Çocuk ve erişkin kronik hastalıklarını önlemek küçük çocuklarda obezite başlamasını önlemeyle başlar.
OBEZİTE ARAŞTIRMALARINDA DÜNYA ve TÜRKİYE
Dünya çapında erişkin obez sayısı 400 milyon olduğu tahmin edilmektedir. Health Statistics (2010) verilerine göre, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) %30,6 obez birey oranı ile ilk sırada yer almakta olup, 2009¬-2010 yılları arasında yürütülen bir araştırmaya göre, ABD’de 78 milyondan fazla yetişkin obez olduğu tespit edilmiştir. ABD’de obezite görülme sıklığı, kadınlarda %35,8, erkeklerde %35,5 olup, ülke genelinde yetişkin obez oranı %35,7 olarak tespit edilmiştir. Dünya genelindeki obezite vakalarının üçte biri Kuzey Amerika’da gözlemlenmektedir.
Sağlık Görüşme Araştırması 2009 sonuçlarında, Avrupa genelinde Malta, İngiltere, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti\’nin obezitenin en yoğun görüldüğü ülkeler olduğu; obezitenin en düşük olduğu ülkelerin ise Romanya, İtalya, Bulgaristan ve Fransa olduğu kaydedilmiştir.
Health Statistics (2010) raporuna göre Türkiye, obezite görülme sıklığında dünya genelinde 12. sıradadır. On yıllık periyotlarla Türkiye genelinde yapılan ‘‘TEKHARF’’ araştırmasında, obezite ve aşırı kiloluluk oranlarının yükselişte olduğu belirlenmiştir. Söz konusu araştırma, Tük Kardiyoloji Derneği tarafından yedi coğrafi bölgeden rastgele seçilen 59 şehirde yapılmaktadır. Sonuçlar, 1990 – 2000 yılları arasında ülkemizdeki obez birey oranının %18,6 dan %21,9’a yükseldiğini, obezitenin en fazla İç Anadolu Bölgesi’nde, en az Doğu Anadolu Bölgesi’nde görüldüğünü ortaya çıkartmıştır. Kadınların % 43’ünün, erkeklerin ise % 21,1’inin şişman olduğu, 30 yaşını aşkın Türk erkeklerinin dörtte birinin (%25,2), kadınlarının yarısına yakınının (%44,2) obez olduğu tespit edilen diğer bir sonuç olmuştur.
T.C. Sağlık Bakanlığının, 2014 yılı verilerine göre Türkiye’de bölgesel obezite oranları aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Tablo-2 Obezite Sıklığının Bölgelere Göre Dağılımı

Tablo-3 Türkiye’ de Bireylerin Vücut Kitle İndeksinin Cinsiyete Göre Dağılımı

Ülkemizde obezite oranı 2008 yılında %15,2 iken 2014 yılında %31,1 oranında artış göstererek %19,9’a ilerlemiştir. Cinsiyete göre, kadınlarda %32,3, erkeklerde ise %24,5 olarak görülektedir.

 

Tablo-4 Seçilmiş OECD Ülkelerinde Obezite

Bazı OECD ülkelerindeki obezite oranını gösteren yukarıdaki tabloya göre ABD %28,7 oranı ile birinci, İzlanda %22,2 oranı ile ikinci, Türkiye ise %19,9’luk oranla üçüncü olmuştur. Kore, %2,4 ile en düşük obezite oranına sahipken Kore’yi, %10,3’lük oranla İsviçre ve İtalya’dir takip etmeketdir.
OBEZİTE TESBİT YÖNTEMLERİ
Beden Yağının Direkt Ölçümü
• İzotop ve kimyasal dilüsyon yöntemi (vücut suyu, vücut potasyumu),
•Vücut yoğunluğu ve hacmi (su altı ölçümü, pletismografik yöntem),
•İletkenlik (total vücut elektriksel geçirgenlik (TOBEC), biyoelektrik impedans analizi (BİA),
•Görüntüleme yöntemleri (Ultrasonografi (USG), bilgisayarlı tomografi (CT), manyetik rezonans (MRI), dual enerji x-ısını absorpsiyometresi (DEXA), tüm vücut nötron aktivasyon analiz.
Doğrudan laboratuvar yöntemlerinin uygulanması pratik ve ekonomik değildir. Ayrıca söz konusu yöntemlerin çoğunun çocuklarda uygulanması tolere edilemediğinden uygun değildir.
BİA, bahse konu yöntemlerden biri olup, yağsız doku kitlesi ile yağ dokusunun elektriksel iletkenlik farkına dayalı bir yöntemdir. Vücuda verilen zayıf elektriksel akım sonucunda oluşan direnç (impedans) ölçülür. Bu yöntemin; ağrısız, doğrudan uygulanmasının ve cihazlarının taşınabilirliğinin kolay olması ile vücut yağ yüzdesinin iyi bir belirleyici olması nedeniyle çocuk ve adolesanlarda kullanımı giderek artmaktadır.
Beden Yağının İndirekt Ölçümü (Antropometrik Ölçümler)
Antropometrik ölçümlerin obezite tanısında sıklıkla kullanılmasının nedeni; kolay, hızlı, pratik ve ucuz olmasıdır. Bu ölçümün en sık kullanılan türleri; boya göre ağırlık (rölatif ağırlık), çevre ölçümleri, cilt kıvrım kalınlıkları ve vücut kitle indeksidir (Quetelet indeks).
Vücut Kitle İndeksi
İlk defa büyük istatistikçi, astronom, epidemiyolojist ve antropometrist Belçika Antwerp’li Lambert Adolphe Jacgues Quetelet tarafından 1835’te tarif edilen Quetelet indeksi (Body mass index, BMI), bir asırdan fazla bir süredir vücut kompozisyonunun belirlenmesinde kullanılmaktadır. Quetelet formülü olarak bilinen bu indeks Keys tarafından vücut kütle indeksi (body mass index, BMI) olarak isimlendirilmiştir.
Rutin klinik uygulamada, en az zamanı, deneyimi ve tüketimi gerektiren basit, pratik yöntemlere gereksinim vardır. Ağırlık ve boy ölçümleri gibi basit ölçümlerin genellikle yeterli olduğu varsayılır ve bu indeksler arasında en yaygın olarak kullanılan beden kitle indeksidir (BKİ; ağırlık/boy2).
Çevre ölçümleri
Çevre ölçümleri adipoz doku kitlesi, vücut dansitesi, yağsız vücut dokusu, total vücut protein kitlesi ve enerji depolarının göstergesi olarak kullanılır. Üst orta kol, bel, kalça, uyluk ve baldır çevreleri bu yöntemde en sık ölçüm alınan bölgelerdir. Ayrıca bel/kalça oranı da yağ dağılımı tespitinde kullanılan yöntemlerden olup, bu yöntemde belin en ince olan kısmı ile kalçanın en geniş olan kısmından ölçüm alınmalıdır.

Deri Kıvrım Kalınlığı Öçümleri (DKK)
Obezitede yağın bir bölümü deri altında toplanır. Deri altı yağ dokusunu belirlemek için deri kıvrım kalınlığı ölçümü yapılır. Ölçüm kaliper denilen özel alet ile deri kıvrımları aletin uçları arasında tutularak yapılır. Triseps, biseps, subskapular ve suprailiak gibi bölgelerden ölçüm yapılabilir. Yaşa göre belirlenen persentillere göre 85. persentilin üzeri fazla kilolu, 95. persentilin üzeri obezite olarak değerlendirilir. Deri kıvrım kalınlığı ile toplam vücut adipozitesi arasındaki korelasyon %70-80 civarındadır.
OBEZİTENİN OLUŞUMUNA ETKİ EDEN FAKTÖRLER
Genetik
Çocukluk dönemine ait yeterli genetik çalışma olmamakla birlikte, genetik faktörler, erişkin obezitesinden %40-70 oranında sorumlu tutulmaktadır. Ancak gelişmiş ülkelerde hızla artan obezite prevalansı genetik nedenlerden çok çevresel faktörler ile ilişkilendirilmektedir. Çevresel faktörlerin başında, gelişmiş ülkeler kadar gelişmekte olan ülkelerin de ortak sorunu haline gelen, sedanter yaşam ve kolay erişilebilen, enerji ve yağdan zengin beslenme gelmektedir. Yine ileri çocukluk dönemine ait çalışmalar, çocukluk çağı obezitesinde genetik faktörlerin yanı sıra kültürel özelliklerin önemli bir etken olduğunu desteklemektedir. Çocukluk çağında başlayan obezitenin erişkin çağda da büyük oranda devam ettiği bilinmektedir. Ayrıca obezitenin çocukluk çağında başladığı yaş, erişkin çağdaki ciddiyeti ile de yakından ilişkilidir. Bu sonuçlardan, çocukluk çağında başlayan obezitenin, şiddetiyle ilişkili olarak, devam etme eğiliminin olduğu anlaşılmaktadır.
Obezite bazı ailelerde daha sık görülmektedir. Her iki ebeveynin obez olduğu ailelerin çocuklarında %80, ebeveynlerden sadece birinin obez olduğu ailelerin çocuklarında de ise %40 oranında obezite görülme ihtimali varken, her iki ebeveyn de obez olmadığı ailelerde de bu oran %7’dir.

Yaş
Hayatın ilk yılında şişmanlama hücre sayısını değil hücre büyüklüğünü etkilemektedir. İlk yıldan sonra obezite düzeyi azalmakta, 6 yaş civarında yeniden bir artma gösterme, bu artma ne kadar erken olursa adölesan çağı sonunda erişilen obezite o kadar fazla olmaktadır. 6-11 yaş arası ve 12-17 yaşlar arasında iki kez incelenmiş çocuklarda obezite düzeyinin büyük oranda sabit kaldığı belirlenmiştir.
Yaşın ilerlemesi sonucu bazal metabolizmanın yavaşlaması enerji harcamasını azaltmaktadır. Enerji alımının dengelenememesi sonucu yaş artıkça vücut ağırlığı da artmaktadır.
Cinsiyet
Şişmanlığın her iki cinste de görülme ihtimali mevcutken, yapılan çalışmalar şişmanlığın, kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görüldüğü anlaşılmıştır. Aynı yaş grubundaki kadın ve erkek bireylerin vücut bileşimi incelendiğinde, kadınlarda vücuttaki yağ miktarının erkeklerin vücut yağ miktarından daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Kadınlarda, yağ kitlesinin toplam vücut ağırlığına oranı %26,9 iken erkeklerde bu oran %14,7’dir.
İlkokul çağı ve puberte dönemlerinde kızlar arasında erkeklere kıyasla daha yüksek oranda şişmanlık olgusuna rastlanmaktadır. Türkiye’de bu grup kız çocukları arasında ağırlığı fazla olanların oranı %16’ dır. İngiltere’de 14 yaşındaki kız çocuklarının %32’ sinin triseps deri kıvrım kalınlığı 25 mm’den daha fazladır ve bunlar obez kabul edilmektedirler
Sosyo-Ekonomik Düzey
Gelişmekte olan ülkelerde, ekonomik sorunu olmayan ailelerin çocuklarında sık görülen obezite, gelişmiş ülkelerde düşük sosyoekonomik durumdaki ailelerde ve çocuklarda sık görülmektedir. Kentlerde kırsal kesimden daha sık iken, ailelerin eğitim seviyesinin yüksek olmasıyla da artış göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde sağlıklı beslenme bilincinin yerleşmemesi ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda pek çok işin makineyle yapılması sonucu hareket azlığı da şişmanlığın oluşumunda önemli bir etken oluşturmaktadır.
Beslenme Alışkanlıkları
Doğumdan itibaren aile tarafından çocuğa uygulanan beslenme şekli gelecekte de çocuğun beslenme alışkanlıklarını belirlemektedir. Enerji yönünden zengin besinleri çocuğa erken yaşlarda vermeye başlamak ve bunu uzun süre devam ettirmek şişmanlığa yol açan ve çocuğun mide kapasitesini arttıran bir durumdur. Şişman çocukların önemli bir oranı erişkin dönem ve sonrasında da şişman olmaktadır. Karbonhidratlı besinlerin ve yağ tüketiminin fazla olması, hızlı-hazır besinleri fazla tüketme, zevk için yemek yeme ihtiyaçtan fazla enerji alınmasına neden olan alışkanlıklar olarak söylenebilir.
Fiziksel Aktivite
Fiziksel aktivite, enerji dengesi ve ağırlığın kontrolü için enerji harcamasıdır. Düzenli olarak yapılan fiziksel aktivite egzersiz olarak tanımlanabilir. Egzersiz, düzenli ve tekrarlı vücut hareketlerini içerir. Esnekliği, kassal kuvveti ve dayanıklılığı, kardiorespiratuar dayanıklılığı arttırmaya yönelik egzersizler adölesan dönemde sıklıkla kullanılmalıdır.
Son yıllarda fiziksel aktivitenin azalmasına bağlı olarak çocukluk çağı ve adolesan dönem obezitesi önemli bir sağlık problemi haline gelmiştir. Bu dönemdeki obezite, kişinin yetişkin dönemindeki obezitenin bir habercisidir ve ileride kalp ve damar hastalıklarına neden olabilir. Obezitenin önlenmesinde en etkili yöntem diyetle birlikte yapılan egzersizdir.
ÇOCUKLUK ÇAĞI OBEZİTESİNDE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Obezitenin tedavisinde uygulanacak yöntem(ler) konusunda görüş ayrılıkları olmasına karşın obezite tedavisinde ana ilke; besinlerle alınan enerji ile tüketilen enerjinin dengede tutulması ve oluşturulması istenen dengenin bireyin uygun vücut ağırlığını gösteren rakamlar çerçevesinde tutulmasıdır. Obezite tedavisinde bazı yöntemler şunlardır: Diyet tedavisi, egzersiz tedavisi, davranış değişikliği tedavisi, ilaç tedavisi ve cerrahi tedavidir. Bu yöntemlerden diyet tedavisi, egzersiz tedavisi ve davranış değişikliği tedavisinin aynı anda kullanılması, başarı oranını artırmaktadır. Tüm tedavilerin amacı; hastaya uygun olan kiloya erişildikten sonra o kilonun uzun süre korunabilmesi ve yeni ağırlık kazanımının önlenmesidir.
Diyet
Obez bireylerde uygulanan zayıflama diyetleri ile beslenme yoluyla alınan enerjiyi sınırlayarak, vücutta depolanan yağların kullanılması amaçlanmaktadır. Zayıflama diyeti süresince kas dokusu gibi yağsız dokuların korunması ve yağ dokusunun kaybedilmesi önemlidir. Bu yüzden zayıflama diyetleri ile alınan enerjinin kısıtlanırken vücudun ihtiyaç duyduğu besin öğelerinin yeterli miktarda alınması temel amaçtır.
Kalori Alımının Kısıtlanması
Adelosan dönemde, 14-16 yaş aralığındaki kızlarda günlük alınan enerji miktarı 26,5 × ağırlık × 1.55*, 16-18 yaş aralığındaki kızlarda ise 25.5 × ağırlık × 1.53* olmalıdır.

Adelosan dönemde yapılması gerekenler:
• Büyüme bu evrede yeniden hızlandığından bu süreçte büyüme ve gelişmeyi engelleyen çok düşük enerjili diyetler asla uygulanmamalıdır. Bu tür diyetlerin önerilmemesinin bir diğer nedeni de B grubu vitaminleri, kalsiyum, demir gibi besin öğeleri bakımından yetersiz olmalarıdır.
• Yanlış beslenme alışkanlıkları terk edilip doğru beslenme alışkanlıkları edinilmelidir.
• Günlük alınması gereken enerji vücut ağırlığına göre hesaplanmalıdır.
• Öğün atlanmamalı veya arttırılmalı, öğünlerde dört besin grubundan da alınmasına önem vrilmelidir.
• Günlük alınacak enerjinin % 15-25’i kahvaltıda, % 25-35’i öğle ve akşam yemeklerinde, % 10-15’i ise kuşluk, ikindi ve gece vaktindeki ara öğünlerde alınacak şekilde ayarlanmalıdır.
• Beslenmede sebze-meyve, tam taneli unlu besinler ve kuru baklagillerin oranı arttırılmalıdır.
• Yiyeceklere kepek eklenmemeli, aşırı posa tüketiminden kaçınılmalıdır.
• Yağ ve şeker içeriği yüksek besinlerden kaçınılmalıdır.
Egzersiz Ve Step – Aerobik
Kişinin kilo vermesi için sadece diyet yerine diyet ile birlikte aerobik egzersiz
yapması kas kaybı olmaksızın daha etkili kilo vermesini sağlayacaktır. Düşük
kalorili diyetle uygulanan step aerobik çalışmaları kilo vermede en etkili yöntem
olduğu söylenebilir. Obezler daha az hareket etme eğiliminde olan hastalardır.
Step- Aerobik; çeşitli tempodaki müzikler eşliğinde, ritme uygun adımlar atılarak yana, öne veya daire şeklinde uygulanan beden hareketlerinden oluşan bir spordur. Gerektiğinde hareketleri zorlaştırmak için Step tahtası kullanılmaktadır. Ritmi ve veya zorluk derecesini artırılarak aerobik çalışmalar aneorobik hale getirebilir. Ayrıca özellikle kızlarda daha eğlenceli bir çalışma olanağı sağlamaktadır egzersiz tedavisi bireyin kilo vermesine, verilen kilonun korunmasına, komplikasyon riskinin azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Bu duruma ek olarak düzenli yapılan egzersiz ile yağ kaybı artar, yağsız doku kitlesi korunur.
Davranış Tedavisi
Önemli bir sağlık sorunu olan obezitenin oluşumunda organik etkenlerle beraber çevresel ve psikolojik etkenler de önemli rol oynamaktadır. Obezite etdavisinde en çok kullanılan yöntem beslenme alışkanlıklarını değiştirmeye yönelik davranışçı tedavidir. Kilo kaybını amaçlayan davranış tedavilerinin çocuklarda erişkinlere göre daha iyi sonuç verdiğine dair bulgular vardır.
Standart davranışçı tedavi şu aşamaları içerir:
1. Yaşa uygun olarak günlük alınacak kalorinin belirlendiği diyetin uygulanması,
2. Tüketilen besinlerin, mümkünse hasta tarafında, düzenli olarak kayıt edilmesi,
3. Hekim kontrolünde haftalık kilo takibi,
4. Dışarıda hazır yemek yemektense evde yemek ve bu esnada televizyon izlemek, radyo dinlemek veya kitap okumak gibi dikkat dağıtan uyarandan kaçınmak,
5. Öğünler arasında atıştırmayı yasaklama,
6. Fiziksel aktivitenin arttırılması,
7. Kiloyla yağ kaybedip hedeflenen kiloya yaklaştıkça ödül uygulaması.

İlaç Tedavisi
Son dönemlerde obezite tedavisinde ilaç kullanımı konusunda birçok tartışma ve görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Obezitede farmakolojik tedavinin kullanımı ile ilgili çalışmalar daha çok erişkinler üzerinde yapılmıştır. Ancak morbid obezite bulguları olan ve tüm standart tedavilere yanıt vermeyen çocuk ve adölesanlarda denenmesi öngörülmüştür. Bu tür vakalarda önerilen ve tercih edilen hastanın özel kliniklerde yatırılarak ilaç tedavisinin uygulanmasıdır.
Cerrahi Tedavi
Obezite tedavisinde cerrahi yaklaşım temel olarak ikiye ayrılır. Besinlerle alınan enerjinin azaltılmasını amaçlayan bariyatrik cerrahi ile, besinlerin gastrointestinal sistemde emilimini azaltmak hedeflenir ve bu çerçevede bypass, gastrik bantlama, gastroplasti, gastrik balon gibi yöntemler uygulanır. Rekonstrüktif cerrah yönteminde ise vücudun çeşitli bölgelerinde lokalize olmuş mevcut yağ dokularının uzaklaştırılmasına çalışılmaktadır. Ancak bu tedavide hasta obezite tedavisinin gereklerini yerine getirmezse yağ birikimi tekrar başlayacaktır.
Gastrik by-pass ameliyatları ve gastrik balon uygulamaları yetişkinlerde kullanılırken çocuklarda kullanılmamaktadır. Adolesan obezitesinin cerrahi tedavisi ise yeterince tecrübe edilmemiştir.

 

 

İKİNCİ BÖLÜM
GEREÇ VE YÖNTEM
ARAŞTIRMA EVRENİ VE ÖRNEKLEMİ
Bu araştırmanın evreni, İstanbul’un Bahçelievler İlçesi’ndeki Siyavuşpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinden rastgele seçilen kırk kişilik obez kız öğrenci grubudur.
VERİLERİN TOPLANMASI
İstanbul’un Bahçelievler İlçesi’nde bulunan Siyavuşpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde okuyan kırk kız öğrencinin boy ölçüleri esnek olmayan şerit metre ile ağırlıkları ise 100 grama duyarlı hassas arzum marka baskül ile alınmıştır. VKİ, bireyin kilogram (kg) cinsinden vücut ağırlığının, metre cinsinden boy uzunluğunun karesine (VKİ=kg/m2 ) bölünmesiyle hesaplanmıştır. Yapılan ön ölçümler sonucunda VKİ değeri 30 ve üzerinde çıkan gönüllü kırk öğrencinin vücudunun beş bölgesinin – subscapular, triceps, biceps, abdomen, supraillac – deri kıvrım kalınlığı Harpenden caliper aletiyle ölçülmüştür. Çevre ölçümleri; kol, bel, kalça, uyluk, baldır bölgelerinden esnek olmayan mezura ile alınmıştır. Öte yandan gönüllü grubumuza 30 sorudan oluşan beslenme alışkanlığı anketi uygulanmıştır.

Ölçümler ve anketler tamamlandıktan sonra 8 haftalık step aerobik fiziksel aktivite programı planlanmış ve uygulanmıştır. Gün aşırı haftada 3 gün toplam 8 hafta step aerobik fiziksel aktivite çalışması yapılmıştır. Başlarken deneye katılan öğrencilerin dinlenik nabızları alınmıştır. 8 haftalık ortalama dinlenik nabız değeri 84 olarak tespit edilmiştir. Ortalama yaşları ise 15 olarak belirlenmiş ve ardından karvonen metod ile yükleme şiddetini %60-70 değerlerinde tutarak çalışma yapılmıştır. Ayrıca her çalışmanın başında ve sonunda nabızları alınmış ve kaydedilmiştir.
Step aerobik fiziksel aktivite uygulamasında çalışma süresi kademeli olarak artırılmıştır. 1-6. Çalışma 30’, 7-9. çalışma 35’,10-12. çalışma 40, 13-15. çalışma 45’,16-18. çalışma 50’, 19-21. çalışma 55’ ve 22-24. Çalışma 60’ uygulanmıştır. Uygulama sırasında step aerobik adımlarını, müzikleri, beraber şarkı söylemeyi ekleyerek sıkılmayı engellemeye çalışılmıştır.

FİZİKSEL AKTİVİTE ÇALIŞMA PROGRAMLARI
Fiziksel aktivite çalışmaları gün aşırı olmak üzere haftada 3 gün toplam da 8 hafta olarak planlanmış, step aerobik fiziksel aktiviteleri çalıştırıcı Bircan Sahilli tarafından organize edilmiştir. Yapılan egzersiz sonucunda elde edilen veriler aşağıdaki tablolarda detaylandırılmış ve elde edilen bulgular değerlendirilmiştir. DKAH: Dinlenik Kalp Atım Hızı, MKAH: Maksimal Kalp Atım Hızı ifadelerinin kısaltmalarıdır.
Tablo-5 Birinci Egzersiz Sonuçları

Grup üyelerinin yaşları toplamı: 308. Grubun aritmetik yaş ortalaması: (308/20) = 15
Grubun DKAH toplamı: 1695 Grubun DKAH aritmetik ortalaması: (1695/20) = 85
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 85 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 157
Üst limit: 168 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonu toplam MKAH: 3195
Ortalama MKAH: 3195/20=160 (hedef aralığına ulaşılmıştır)

Tablo-6 İkinci Egzersiz Sonuçları

Grup üyelerinin yaşları toplamı: 294 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (294/19)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1581 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1581/19)=83 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 83 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 156
Üst limit: 168 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH: 3103
Ortalama MKAH: 3103/19=163 (hedefe ulaşılmıştır)
Araştırma grubundan bir üye çıkmış, grup 19 kişi kalmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tablo-7 Üçüncü Egzersiz Sonuçları

Grup üyelerinin yaşları toplamı: 294 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (294/19)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1664 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1664/19) = 88 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 88 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 160
Üst limit: 173 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH: 3052
Ortalama MKAH: 3052/19= 135 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-8 Dördüncü Egzersiz Sonuçları

Grup üyelerinin yaşları toplamı: 294 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (294/19)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1610 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1610/19)=85 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 85 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 158
Üst limit: 170 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH: 3073
Ortalama MKAH: 3073/19= 162 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-9 Beşinci Egzersiz Sonuçları

Grup üyelerinin yaşları toplamı: 294 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (294/19)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1358 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1358/17)=80 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 16, ortalama DKAH 80 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-16=204
Alt limit: 155
Üst limit: 167 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH: 2794
Ortalama MKAH: 2794/17= 164 (hedefe ulaşılmıştır)
Araştırma grubundan iki kişi daha ayrılmış, grup 17 kişi kalmıştır.

Tablo-10 Altıncı Egzersiz Sonuçları

Grubun toplam üyelerinin yaşları toplamı: 248 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (248/16)=16 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1344 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1344/16)=84 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 16, ortalama DKAH 84 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-16=204
Alt limit: 156
Üst limit: 168 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH: 2644
Ortalama MKAH: 2644/16= 165 (hedefe ulaşılmıştır)
Araştırma grubundan bir kişi daha ayrılmış, grup 16 kişi kalmıştır.

Tablo-11 Yedinci Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1264 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1264/15)=84 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 84 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 156
Üst limit: 169 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH: 2398
Ortalama MKAH: 2398/15= 160 (hedefe ulaşılmıştır)
Araştırma grubundan bir kişi daha ayrılmış, grup 15 kişi kalmıştır.

Tablo-12 Sekizinci Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1262 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1262/15)=84 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 84 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 156
Üst limit: 168 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH: 2439
Ortalama MKAH: 2439/15=163 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-13 Dokuzuncu Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1278 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1278/15)=85 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 85 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 157
Üst limit: 169 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH: 2389
Ortalama MKAH: 2389/15= 159 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-14 Onuncu Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1263 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1263/15)=84 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 84 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 156
Üst limit: 168 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH: 2383
Ortalama MKAH: 2383/15= 159 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-15 On Birinci Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1206 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1206/15)=80 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 80 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 153
Üst limit: 165 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH: 2323
Ortalama MKAH: 2323/15= 155 (hedefe ulaşılamamıştır)

Tablo-16 On İkinci Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1182 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1182/15)=79 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 79 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 151
Üst limit: 163 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH: 2352
Ortalama MKAH:2352/15= 157 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-17 On Üçüncü Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1139 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1139/15)=76 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 77 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 148
Üst limit: 160 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH: 2367
Ortalama MKAH: 2367/15= 158 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-18 On Dördüncü Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1234 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1234/15)=82 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 82 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 154
Üst limit: 167 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH:2353
Ortalama MKAH: 2353/15= 157 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-19 On Beşinci Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1265 Grubun aritmetik DKAH ortalama: (1165/15)=84 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH olarak 84 alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 157
Üst limit: 169 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH:2399
Ortalama MKAH: 2399/15= 160 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-20 On Altıncı Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1250 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1250/15)=83 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 83 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 156
Üst limit: 168 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH:2466
Ortalama MKAH: 2466/15=164 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-21 On Yedinci Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1317 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1317/15)=88 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 88 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 160
Üst limit: 172 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH:2453
Ortalama MKAH:2453= 164 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-22 On Sekizinci Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1313 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1313/15)=88 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 88 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 160
Üst limit: 172 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam mkah:2491
Ortalama MKAH: 2491/15= 166 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-23 On Dokuzuncu Egzersiz Sonuçları.

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1318 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1318/15)=88 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 88 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 160
Üst limit: 172 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH: 2501
Ortalama MKAH: 2501/15=167 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-24 Yirminci Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1302 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1302/15)=87 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 87 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 159
Üst limit: 171 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH: 2548
Ortalama MKAH: 2548/15= 170 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-25 Yirmi Birinci Egzersiz Sonuçları.

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1324 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1324/15)=88 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 88 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 160
Üst limit: 173 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH: 2502
Ortalama MKAH: 2502/15= 167 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-26 Yirmi İkinci Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1315 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1315/15)=88 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 88 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 160
Üst limit: 172 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH:2512
Ortalama MKAH: 2512/15=167 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-27 Yirmi Üçüncü Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1291 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1291/15)=86 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 86 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 158
Üst limit: 170 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH:2458
Ortalama MKAH: 2458/15= 164 (hedefe ulaşılmıştır)

Tablo-28 Yirmi Dördüncü Egzersiz Sonuçları

Grubun üyelerinin yaşları toplamı: 231 Grubun aritmetik yaş ortalaması: (231/15)=15 belirlenmiştir.
Grubun DKAH toplamı: 1215 Grubun aritmetik DKAH ortalaması: (1215/15)=81 olarak belirlenmiştir.
Egzersiz şiddeti hesaplanırken ortalama yaş 15, ortalama DKAH 81 olarak alınmıştır.
Egzersiz şiddeti: 220-15=205
Alt limit: 153
Üst limit: 165 olarak belirlenmiştir.
Çalışma sonunda gurubun toplam MKAH:2476
Ortalama MKAH: 2476/15= 165 (hedefe ulaşılmıştır)

 

 

 

 

Leave a Comment

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.